Toplumun geleceğinin harcını yoğuran, gençlerine şekil veren, her çeşit meslek erbâbının yetişmesine öncülük yapan, eriyen ve etrafını aydınlatan bir mum gibi, bütün bunları yaparken de hep kendinden bir şeyler veren bir grubu, öğretmenleri hatırlayacağımız bir günü kutlamaya hazırlanıyoruz.
İlim öğrenmenin ve öğretmenin faziletini Kur’anın ilk mesajlarında da, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’nın emsalsiz sözlerinde de bulunan Müslümanlar; tarihin her döneminde HOCA-TALEBE münasebetini BABA-OĞUL münasebetinden ve muhabbetinden öteye götürmesini bilmiştir.
Hocasının atının ayağından sıçrayan çamuru bile mukaddes bilen bir ruh, tarihte lâyık olduğu yeri almış, değeri bulmuştur. Büyük İskender’e : “ Hocana mı, babana mı daha çok hürmet edersin?” diye sorduklarında hiç düşünmeden “Hocama” diye cevap verince sebebi sorulmuş. O : “Çünkü, babam beni gökten yere indirmiş, hocam beni yerden göğe çıkarmaya çalışmaktadır.” Cevabını vermiştir.
Sevgili Peygamberimizin:
“İlim, kadın-erkek bütün Müslümanlara farzdır.”
“Hikmet, mü’minin yitiğidir; onu nerede bulursa alır.”
“Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz.”
“İlim, Çin’de bile olsa alınız.”
“Alimin ölümü, âlemin ölümüdür.”
“Kıyâmet gününde, insanlardan nefsinde en şiddetli pişmanlık duyanı, dünyada mümkün olduğu halde ilim tahsil etmeyen kimse ile, ilim öğrettiği kimse ilmiyle amel ederken, kendisi, ilmiyle amil olmayan kimsedir.”
“Kim, ilim öğrenmek üzere bir yola girerse, Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır.”
“Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, yahut da bunları seven ol; beşincisi olma, helak olursun.” Hadis-i Şerifleri öyle bir teşvik unsuru olmuştur ki, Müslümanlar Dünya medeniyetine, islâma hakkıyla sadakat gösterdikleri asırlarda damgalarını hiç silinmemek üzere vurmuşlardır.
“Ben muallim olarak gönderildim” buyuran Peygamberimiz (S.A.V); İlk insan ve ilk peygamber olan Âdem (A.S) ‘den beri gelen bütün peygamberlerin, Nebi ve Resullerin toplumlardaki asli fonksiyonları olan ÖĞRETMENLİK olgusunu ön plana çıkarıyordu. Evet, Peygamberler toplumların ilk öğretmenleri olmuştur ve insanlık tarihine kültür ve medeniyet adına ne gelmişse onların öncülüğünde gelmiştir. Bu anlamda, Hz. Adem (A.S) , ziraatçılığı; Hz. Nuh (A.S), gemi yapımını; Hz. İdris (A.S), terziliği; Hz. İbrahim (A.S), inşaatçılığı; Hz. Davut (A.S) demir işlemeciliğini ; Hz. İsâ (A.S), tababeti . . . getirmişlerdir.
Her insanın olumlu ve olumsuz özellikleri olabilir. Toplumda hiçbir insan, bir öğretmen kadar kendine özen göstererek nefsine hoş gelecek, canının çektiği fakat, yanlış örnek olurum, endişesiyle yapmaktan vazgeçtiği davranışlara önem vermez.İşte, anneleriyle, babalarıyla, esnafıyla, âmir ve memurlarıyla toplumun her kademesindeki insanlarımız bir öğretmen hassasiyetiyle yeni yetişen nesle örnek olmaya çalıştıkları gün; terör de, enflasyon da, kırgınlıklar da, fakirlikler de, gözyaşları da bitecektir. İnanınız ki, insanlarımızın kardeşlik harcı öğretmenlerimizin şefkatli elleriyle tesis edilecek, sevgi bağları, onların müşfik gönüllerinde yeşermeye başlayacaktır.
Bugünün küçükleri olan öğrenciler, hangi vasıf ve sıfatla olursa olsun, yarının büyükleri olacaktır.Öğretmenlerinin kıymetini iyi bilsinler, onlardan istifade etsinler. Çünkü, onlar öğrencileri çok seviyor , onlar sizin için hizmette, onların ismini öğrenciler yaşatacaktır.
Bu anlayışı yakalayan, bu güzellikleri gören toplumlar, geleceğe daha emin adımlarla yürüyenler olacaktır.
Miktat EYÜPOĞLU – GÖNÜL PENCERESİ MAKALELER 4