Yol – yordam bilmezdin, çıktım karşına;
Sana, ben bildiğim yolu gösterdim…
Henüz varacaktım bilgi çarşına;
Karşılık bulmadan pul’u gösterdim…
Hayâl âlemine daldım da bir an;
Isırgan otunu sandım Gülistan;
İş işten geçip de bitince zaman;
Kendime, dönülmez yolu gösterdim…
Mahrem sırlarımın tek şahidine,
Sevgi pınarımın son vâhidine,
Rûhumun muhayyel mücâhidine,
Aynaya perişân kulu gösterdim…
Yüksekten baktırıp fikir çölüne,
Erişmek istedim esrar gölüne,
Keder erişmesin diye gülüme,
Akıllı nefsimi deli gösterdim…
Derdimi unutup, derdine yandım;
Mâsum sûretinin nûruna kandım,
Seni ben, Mecnûn’un Leylâ’sı sandım,
Teselli pınarı çölü gösterdim…
Şu bağrım yanıyor, sevgisi sende,
Tek nefes kaldığı sürece tende…
Hayâllerim gitti… Çekip git, sen de…
Tek çâreyi Seher Yeli gösterdim…
Vücut, baş istemez olduğu zaman,
Sonrası felâket…Tutmayın, aman!
Baş yerine ayak konduğu zaman;
Nefsime son çare, yolu gösterdim…
Bu kadar hayâli yıkan utansın!
Suçunu anlayıp, günâha bansın!
Allah’a âşikar, dünyâda yansın,
Diye feryat eden kulu gösterdim…
Bunu okuyacak göz isterim ben!
Derdi anlatacak söz isterim ben!
Rûhuma âşina öz isterim ben!
Diye feryât eden kulu gösterdim!..
Miktat EYÜPOĞLU – Gönül Defteri Şiirler – 1983